Ekrem İmamoğlu: “13 Bin Fark Beğenmeyene 806 Bin Oy Tokat Yer”
İstanbulBüyükşehir Belediyesi (İBB) Lideri Ekrem İmamoğluİktidarın itirazı üzerine tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimini hatırlatan Erdoğan, “13 bin oyu beğenmeyene 806 bin oyla tokat atılacak. Demokrasi tokadı güzel tokattır. Ama bu arkadaşlar kendilerini hissetmiyorlar. İkinciyi yememiz gerektiğini söylüyorlar. Yaklaştı” dedi.
İBB Lideri Ekrem İmamoğlu Çanakkale’nin Bayramiçi ilçesinde belediye tarafından düzenlenen Açılış ve Temel Atma Töreni’ne katıldı. Yıldırım Akbulut Meydanı’nda düzenlenen törene Bayramiç Belediye Başkanı Mert Uygun, Millet İttifakı il başkanları ve milletvekili adayları da katıldı. İmamoğlu, hükümetin itirazı üzerine 2019’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine de değinerek şunları söyledi:
“13 bin oy, 806 bin oy tokat yerinde: Muhalefet partisinden belediye başkanı olduğunuzda nasıl ayrımcılık yaşarsınız, nasıl sorun çıkarırsınız, işiniz bloke edilir; bunun çok komik ve trajik durumlarını ve yönlerini yaşadık. Yaşadıklarını Bayramiç Belediye Başkanımız eminim ki benim kadar anlatmıştır. Bütün bunlara son vereceğiz. Devlet ve belediye ile nasıl işbirliği yapılır, nasıl etik davranılır. Tanrı aşkına, bunun bir anlamı var mı? Başkan diğer partiden olabilir ve hükümet diğer partiden olabilir. Bu devletin her kurumu bizim kurumumuzdur. Bugün Bayramiç Belediye Başkanı fiilen devletin bir kurumunu yönetiyor. Aynı zamanda ülkenin gözbebeği İstanbul gibi dünyanın en büyük şehirlerinden birini de yönetiyorum. Ama şöyle görünüyorlar: Günümüzün gücü; “Partimden değilsen, gittin.” Hatta bunun ötesinde ne yazık ki düşmanca tavırlar bile görebiliyoruz. Kalkmak ve ‘topal ördek’ olarak adlandırılmak. ’13 bin oyla seçimi kazandığınızı mı sanıyorsunuz’ diyor. Öyleyse sorun ne? Bir oyla bile kazanabilirsiniz. Ancak 13 bin oyu beğenmeyen 806 bin oy tokatını alıyor. Demokrasi tokadı bir tokat yeter. İnsanı kendine getirir. Ama bu arkadaşlar kendilerine gelmiyor. İkinciyi de yiyelim diyor. Onun zamanı yakındır.
ÖNLENMEZSE NE YAPACAĞIZ: Sanırım birlikte çalışsaydık başka neler yapardım Tanrı bilir. Bazı engellenmiş sorunları düşünüyorum. Hizmetlerimizi ikiye katladık. Kim kazanırdı? Halk kazanacaktı. Burada belli bir oyla liderimiz seçildi. Peki, insan ayrımı yapıyor mu? Yapabilir mi? Mümkün değil. Buradaki esnafı gezerken o partiye oy verdiniz diye ayrımcılık yapabilir mi? Bu hangi vicdana sığar? Ancak bizim inancımıza göre biz insanları Yaradan için, insan oldukları için seviyoruz. İnanç söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayız ama uygulama söz konusu olduğunda hiçbir işe yaramaz. İmkansız. Ahlak ve erdem çok önemlidir. Bu ülkeye ahlak ve erdem getireceğiz. Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu yerde adalet, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın olduğu yerde eylem ve iş vardır.
ÜLKENİN HER ÇOCUĞUNU EŞİT OLACAĞIZ: Anketlerle gençlere soruyoruz. “Adil olmak gerekirse, birini tanımıyorsan iş bulabilir misin?” Yüzde 86’nın ‘Hayır giremem’ dediğini biliyor musunuz? İnsanı sokarlar. İçini sızlatıyor. Bunu da söyleyeceğiz. Sevgili kardeşim. Sadece çalışıyorsun. Sen sadece çabanı göster. Allah’ın kulu, liyakatli bir iş bulmanızı engelleyemez. Bu ülkenin her çocuğunu, her gencini eşitleyeceğiz.
KÖYDEKİ İŞÇİLERE EMEKLİLİK İMKANI GELECEK: İstanbul’da kreş deyince bizimle dalga geçtiler. ‘Anaokuluyla uğraşıyorlar’ dediler. Binlerce çocuk orada eğitim almaya başladı. İnşallah 150 kreş hedefimizi tamamlayacağız. Eninde sonunda halledeceğiz. ve ülkemizin her bölgesinde anaokulu açmak için büyük çaba göstereceğiz. Çünkü çocuklarımız hayata sıfır kayıpla başlamasın istiyoruz. Dünya çocukları Gelişmiş ülkelerdeki çocuklar üç yaşından itibaren eğitime başlamaktadır. Biz ise daha da aşağıya çekmesini ve günümüz şartlarının yetmediğini biliyoruz ve onun için bir anaokulu istiyoruz. Ama başka bir sebep daha var. Çocuğunuzun anaokuluna gitmesini hatta köydeki hanımın çiftçiliğini yapmasını istiyoruz. Şehirdeki hanımlar evinize ekmek parası getirsin. Kadınların üretemediği, çalışamadığı bir ülke kalkınması mümkün değil. 100 kadından 30’u iş hayatında obur değil. Kırsal bölgeyi terk etti. Ne diyoruz? İster genç, ister kadın, ister bariz yaşın üzerinde olsun, genel liderimizin taahhüdüdür. Devlet olarak kırsalda çalışan tüm insanların sosyal güvencelerini karşılayacağız. Yani sigortası olacak, emekli olacak. Bunları yapacağız. Aksi takdirde köylerde insan bulamayacağız.
ÜRETİM ZENGİNİ, BORÇ DEĞİL: Çiftçimizi borç zengini değil, üretim zengini yapacağız. Çiftçi borçtan şikayet ediyor, olmuyor. Özellikle Bayramiç denilince bereketli topraklarında cennetten bir köşedir. Bayramiç. Hele Kaz Dağları’nı koruduk mu? O hoşluk, o rahmet, o bereket, bütün dünya buraya gelir ve onu tatmak, o eseri burada görmek için, inanın bu hoş, cennet köşenin eserleri beş olunca birdir.
BİR GÜN BİLE TAVSİYE EDEMEZİZ: Değerli bir seçime gidiyoruz. Bu tarihi bir seçimdir. Normal bir seçimmiş gibi davranmayalım. Bu normal bir seçim, bilirsiniz, o kadar çok müzik, türkü, söyleriz, yaparız. O kadar değil. Bu seçim, gelecek yüzyılın seçimidir. Bu seçim çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatını etkileyecektir. Bu seçim, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı seçimidir. Şimdiki çocuklarımıza ve gençlerimize karşı sorumluyuz. Onlara hakkını vermedik. Buradaki bayanlara soruyorum. Çocuklarınızla bayram alışverişini gönlünüzce yapabilecek misiniz? Fiyatları görünce şaşırdım. Üzgünüm nasıl bir anda fakirleştik, paramız pul oldu. Türk liramız pul oldu. Bunun nedeni bugünkü hükümettir. Ve çıktılar, hayır, bunu beş yıl içinde yapacağız diyorlar. Allah’tan korkun, 21 yıl oldu. Bizi bugünlere getiren bu akla bir gün bile tahammül edemeyiz.
ATATÜRK’TEN EĞİTİM ALMIŞ İNSANLARIZ: Çanakkale kutsaldır. Çanakkale bir zaferdir. Çanakkale ülkenin simgesidir. Halkımızın şehit olduğu Çanakkale’de böyle bir kutsallıktan bahsediyoruz. Yani biz biriz, beraberiz diyelim. Bu dönemi değiştirelim. Ekonomiyi kötü hale getirdiler. Eğitime bakın… Çocuklarımızın yüzde 80’i eğitimlerinden memnun değil. Bu sayıya o partiye oy verenler de dahildir. Onu ikna edebilirsin. Özellikle güzel gözlü kardeşlerim. Teyzelerim, annelerimiz, siz konuşun. tatlı konuş Kimseye kötü sözler söyleme. Bakın dün Amasya ve Tokat’taydım. Dokuz yıldır ofisimin arkasında orada hatırlattığım bir fotoğraf var. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930’lu yıllarda, ekonomik kriz sırasında Tokat’ta bir çiftçiyle sohbet ederken çekilmiş fotoğrafı. Bir çiftçinin gözünün içine o kadar bakar ve o kadar endişelenir ki bu konuşmadan sonra çiftçilere faizsiz kredi verme ve borçlarını kapatma kararı alır. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu milletimizin gözünün içine bakıyor. Biz eğitimini Atatürk’ten almış insanlarız.
ULUSAL İTTİFAKIN GÜCÜNÜN ŞAHİLİYİM: Güzelleştirmeye ihtiyacımız var. Hoşgörüye ihtiyacımız var. Emin olun çok büyük adımlar atacağız. 11 şehrimizin başına büyük bir felaket geldi. Halkımızın içinde bulunduğu zor durumdan onları kim kaldıracak? Biz millet olarak onları ayağa kaldıracağız. Onlar bizimle eşit olana kadar birlikte mücadele edeceğiz. Kimseyi geride bırakmayacağız. Bu ülke iyiye gidiyor. Ben bunu İstanbul’da yaşadım. Bine yakın yönetici ile çalışıyorum. 90 bin çalışanımız var. Allah şahit, her biri liyakatiyle aramıza katıldı. Bir karım, bir arkadaşım, bir arkadaşım yok. Benim için çalışanlar nitelikli, ülkemin çocukları. ve çok başarılılar. Bu nedenle, onları açıklayacağız. Onlara söyleyip oy isteyeceğiz. Hak, hukuk ve adalet için mücadele eden bir Cumhurbaşkanımız var diyeceksiniz. Kendisiyle farklı görüşte olsalar da Millet İttifakı’nın ülkenin hukuku ve adaleti için ön plana çıkmış liderleri var, altı parti var. Millet İttifakının gücüne bir örnek vereyim. O örneğin en güçlü tanığı benim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Meral Akşener İstanbul’da bir araya geldiklerinde seçimi nasıl kazandığımızı herkese gösterdik.”